soğuk bir aralık akşamı hüzünle biten bir romanın ardından
sana bir mektup yazdım sevgili
yaşama dair umutları yeniden soldurarak sineme
korkulardan kaçıyorum mevsimlerimin
bir de avutulmuşluk temennileriyle bezenmiş kağıtlara yazıyorum
sen diye bildiğim benimsemişlikleri..
bir de gecelere uzanıyorum
sana benzetiyorum parıltısını yıldızların
ışıltısını güneşin
gözlerin düşüyor hatırıma
irkiliyorum..
kara kışın ıslattığı kağıt mendil gibi savruluyor şimdi beden
hepsi bu değil bazen aksi gelişiyor zaman
örneğin güneş batıdan doğuyor
örneğin su kanatıyor,
örneğin acıtıyor sevmeler bazen..
ömrümden yaşamlar geçip gitti yar!
kardan mevsimler yaşadım
yağmurdan iklimler
hep sende kaldım uykusuzluğunda bu rüyanın
bilmiyorsun ama;
buna yaşamak deniyor, senin anlamayacağın bir dilde ..
ey türkülerimin onulmaz sancısı sevgili
sana benziyor tüm insanlar şimdi
aldanma iklimlere, bu bahar da biter gider öylece
mevsim mevsim
yağmur yağmur ıslanırsın tenhasında yalnızlığın
ve hala aynı yerde “unutulan” diye anılırsın!
adını “ben” koyduğum bir şiir yazdım sana
sıcaktan bozma bir bahar melteminde
kara kışa yeniliyorum cebimde ümitlerim
şimdi gel deyişini beklemeden kapanıyor gözlerim
bil ki yalnızlığın en kıdemli ismi artık benim
aynalara baktığımda eskiyor yüzüm
“bekle gelecek” temennileri vurmuş solgun tenime..
saçlarımda tel tel beyazlıklar
efkar mı yaşlılık mı bilinmez..
sığınılacak,
yaraları kapatacak başka bir dünyası yok bu benim heveslerimin
“gitmesen” dediğim her ayrıntı boğuluyor şimdi labirent yalnızlıkların içinde
bilmiyorsun, hiçbir ayrıcalığı olmayan bir güneşti yaşatmak seni
şimdi içimde sana dair saklanan bir çok heceye eş değer sensizliğin griliğindeyim
kelimelerde hep bulanıklık
yarım kalmışlık mısralarda
virgüller noktaları hep bir adım öne iterken
kapakları yırtılıyor mektupların aldırmadan başlığında “senin için” deyişlerime
ve daha benim bile bilmediğim neleri var bir bilsen
kahrolası yaşam hallerimin..
şimdi söylenecek bir tek söz kaldı dilimde
“seni çok özledim”
..bir tanemsin..
..sevdiğim..