Çölde açmış bir gül gibiyim...
Yaşamam imkansız.
Ama nasıl yaşıyorum?
Yalnızım...
Ümitsizliğimin doğurduğu yalnızlığın karşısında,
Susuyorum.
Gözlerimi kapıyor...
Uzaklara uçuyorum.
Göktelenler kadar büyükken...
Fare oluyorum.
Küçülüyorum...
Yalnızlık içimi yiyor.
Ve ben dur diyemiyorum.
Aşk yolunda oluşan çukurlarıma toprak atıyorum.
Her toprak beni yalnızlık köprüsüne sokuyor...
Etrafım beni ilgilendirmiyor...
Yolumun sonunun gelmesini istiyorum.
Aptal düşünceler zihnimde uçuşuyor...
Narkoz yemiş gibi ortalıktayım.
Baygınlığım bitmiyor...
Kirpiklerim ayrılmıyor...
Sahte gülüşler simamda...
Islak bakışlar yüreğimde...
Gökyüzü karanlık...
Yine yalnızlık yatağımda...
Baş ucumda...
Bana bakıyor...
Nefesi içimde dağılıyor.
Kıyıdayım...
Yosun kokusu burun deliklerimden geçiyor...
Etrafta aşıklar...
Benim kulaklarımda gezegenin sessizliği...
Aklımda evrenin kimsesizliği...
Her gece camdan gökyüzüne bakıyorum...
Aynı seninle olduğu gibi...
Yıldızlar yarama tuz basıyor...
Kahretsin...
Yanıyorum...
Her nefeste yok oluşuma gidiyorum.
Aya, yıldızlara küfür ediyorum.
Geçmişim ve geleceğim kavga ediyor...
Yine geçmişim yeniyor...
Geleceğim yine bitiyor...
Ben ağlamaklı...
Yalnızlık, bedenimde kanım...
Yalnızlık, iliklerime kadar yorgunluk...
Yalnızlık, can yoldaşım...
Yalnızlık, yapışık ikizim artık.