Ölgün bir vakit vurmuşum kıyıya
Kanatlarım kırık, ıslak birazda...
Ağır gelmiş yüküm
Kozam perişan
Dönemem ki çocukluğuma...
''Yeniden seni yaşamak saflığında,
Doyumsuz bir aldanışın yazgısıymış sevda...''
Ufukta kara bozgun bir muamma
Ne bu kulakları yırtan çığlık?
Sur'u mu üfler yine İsrafil?
Bu yeniden canlanma hayra alamet değil...
Sağır da olmuş gönlüm gözü
Duyulmuyor aşk
İnan ki duyulmuyor...
Kimden kalmış bu ah
Kim istemiş kılıçlar keskin
Yüreklerde bir taş, sinsi
Sızmıyor aşk
İstesem de sızmıyor...
Bir yarısı yerde kalmış renklerimin
Sulara gömülmüş birazı da...
Baygın bir zafer yapışmış ya sevdamın dudaklarına,
Canım acımıyor sandığı gibi
Ama inmiş gözlerime yılgın bir pençe
Görülmüyor aşk
İnan ki görülmüyor...
Kim demiş yıkılmaz duvarlar
Kim sanmış kilitsiz prangalar
Kaymış ayağı, Sırat yalpalar
Ölünmüyor aşk,
İstesem de ölünmüyor...
Ölgün bir an batmışım kırıklara
Kanatlarım üşür, kanar birazda...
Göz kapaklarım da yorgun
Az uyusam şurada,
Gelincik tarlasında...
''Yüzüme düşen gölgenin kısacık salınışında,
Sorumsuz acılarının kıymeti değilmiş sevda...''
Çok yorgunum,
Çok...
Ne olur daha fazla sorma aşk,
Sorma...
Nasılsa koptuğu an sorgusuz kesilecek cezam
Dünya yerle yeksan kararacak...
Çünkü terk-i diyar edişlerin sonu;
Kıyametmiş aşk
İstemesem de kıyamet...