Eski sevgili bana sadece kocaman bir yalanı anımsatıyor, eski sevgiliden bahsedildiğinde dalıp gidiyor gözlerim. Aciz bir yaratık gibi davranıyoruz bazen. İnsan kocaman bir yalanı çok uzun süre sevebiliyor işte. Aşksız dönmüyor mu dünya yoksa dönüş hızını mı değiştiriyor aşk dünyanın? Cevap veremiyoruz bu soruya.
Tıpkı en güzel şarkıların en acı duyguları anlatanlar olması gibi, yaşadığımız en güzel şey, en yalan olanıdır galiba. Yıllarca birlikte olduğunuz insanı, her zaman dürüst olmaya zorlarsınız. Çünkü aşk, yalnızlıktan korkarak, hayat denilen bu fırtınalı okyanusta sığınmaktır bir limana. Sığınılan limana güvenmek zorundadır insan. Aşk kolay, ilişki zordur bu yüzden! Aşkı yaratan cazibedir, ilişkiyi sürdürense yalnızca güven. Bir tek sevgilimin yalanlarına dayanabilirdim zaten. Uzun yıllar yalanlarına inandım, inanmak zorundaydım, dayanabildiğim kadar inandım. Hangisinden daha çok korkuyordum; onu kaybetmekten mi yoksa yalnız kalmaktan mı? Bu sorunun da cevabını vermek hiç kolay olmadı. O bana karşı bile dürüst değilken, ben nasıl kendime karşı dürüst olabilirdim ki?
Onun için sadece bahaneler oldu dudaklarına zehirli otlar gibi sürdüğü yalanlar. Kanserli bir hücre gibi durmadan çoğalırken içimde yalnızlığım, benim için onun yalanlarına inanmak son çare oldu anlayacağınız, tek çaremdi dudaklarından zehirli otlar gibi dökülen yalanlarını kaynatıp kanayan yaralarıma sürmek.
Yalansız dönmüyor dünya; yalanlar dönüş hızını değiştiriyor dünyanın. Çok sevdiğiniz arkadaşlarınız da sizi sever gibi yapıyor. Siz de onlara inanıyorsunuz. Çünkü tıpkı aşk da olduğu gibi, korkutucu bir kara büyü gibi büyüyor içinizde yalnızlık hissi! Güvenmek istiyorsunuz… Başkalarının hayatını düşünmek, onların katledilmiş duygularını anlamaya çalışmak kolay değil! İnsan kırılgan bir yaratık, kimi cam, kimisi kristal… Ama hepsi korkak, hepsi kırılgan…
Bir süredir insan istemiyorum; hiç kimseyi istemiyorum aklımda. Hayaletim otursun yanımda ve bir fincan sıcacık acı kahve ikram edeyim ona. Sessizlik otursun yanımda ve bir tabak sıcacık hüzün ikram edeyim ona. Bana huzuru anlatsın sakinliğiyle. Histerik kadınlardan kurtarsın beni kimsesizliğim; bilirim, yalnızken bile yanımda kendim varım, ben kendime yeterim. Kurtarsın beni sükûnetim yalancı heteroseksüellerden de. Neyse cinsiyetler siyaseti yapmayayım. Gizlenen eşcinsel heteroseksüellerden bahsetmemeliyim.
Gizlenen olayların, yaşananları gölgede bıraktığını, hayat çok küçük bir çocukken öğretti bana ne de olsa. Bugün otuz beş yaşındayım, Dante haklıysa yolun yarısındayım ve de sabahın ılık yalnızlığında sadece yazmak istiyorum. Bu da gelir bu da geçer felsefesinden sıkıldığımı da rahatlıkla söyleyebilirim. İyileşmek için bir şeyler yazmalıyım. Az sonra da havuza gideceğim. Tam bir saat kırk dakika sonra havuz açılacak. Ne istediğimi biliyorum zaten. Kayıp giden yıllarımı, tükenen sevgilimin küllerini boğaza savuruyorum. Hayal kırıklıklarımı hatırlamak istemiyorum. Yıllarca koşulsuz sevdiğim dostlarımın ikiyüzlülüğünden kurtuldum. Şimdi ben de herkes gibiyim galiba. Belki de gelecek böyle şekillenecektir.
Evet, arkadaşlık ciddi bir kavramdır. O halde kimse kimseyi harcamasın sevgili okurlarım! Arkadaşlık yalnız olmamaktır ve yalnızlık korkutucu bir silah gibi patlar her gece karanlık çökerken İstanbul'un üzerinde. Arkadaşlık, arkadaşını yalnız bırakmamaktır. Farklı sınıflarda da olsan dostluğunu sonuna kadar sergilemektir. Ne de olsa arkadaşlar eski sevgilinin ne kadar yalan olduğunu bilirler. Dünyanın en güzel şarkılarını dinleyerek sevgiliyi unutmak istiyorum; en güzel şarkılar yine en acı duyguları anlatanlar.
35 yaşıma geldim ama hala küsebiliyorum sevdiklerime. Küsmek belki korkunç bir şeydir ama küserim işte. Egolarını geride tutan o kadar az insan tanıdım ki. Herkes hata yapar ama bazılarının hataları göze batar, kabullenemezsin. Ben ne zaman yalnız kaldım bilmiyorum. Baştan sona bir yalnızlık değil benimkisi. Üzülmüyorum, ağlamıyorum. Melih Cevdet'in söylediği güzel sözü hatırladım birden. "Düşünmeyi göze alan, önce yalnızlığa alıştırmalıdır kendisini."Şu aralar yalnızım galiba. Kimseler ikna edemiyor beni. Yalnızlık, insanı ikna edebilecek hiç kimsenin olmamasıdır galiba… Yine de gece gürültülü bir bomba gibi patlıyor yalnız bırakıldığım odalarda…